20 Mayıs 2011 Cuma

Ortaçgil'i sever misiniz? Öyleyse devam!

Bülent Ortaçgil'le babamın hediye ettiği Light albümü sayesinde tanıştım. 2001 yılıydı, gitar çalmaya yeni başlamıştım. O zamana kadar müziğin bir yeri yoktu hayatımda; hatta "Ben müzikten keyif almıyorum." diyordum bana bir şeyler dinletmek isteyen arkadaşlarıma. Yıllar sonra müziği değil, arkadaşlarımın önerdikleri müzikleri sevmediğimi fark edecek ve kendi yolumu bulmak üzere -hala devam eden- uzun bir yolculuğa çıkacaktım.

Bülent Ortaçgil bu müzikal yolculuktaki belli başlı kırılma noktalarından biridir. Doğan Canku ve Fikret Kızılok ile birlikte müzik zevkimin oluşmasında önemli rol oynamış ve beni yeni müzikler dinlemeye teşvik etmiş kişilerden biridir Bülent Ortaçgil. Aradan 10 yıl geçmesine rağmen şu görüşüm değişmedi: Türkiye'nin en iyi şarkı yazarı Bülent Ortaçgil'dir. Elbette bu görüşün nedenleri de var.

Zordur Ortaçgil'in müziği daha önce dinlememiş biri için. Her şeyden önce (onun) şarkılar(ı) biraz tuhaftır, kusura bak(madan) yaklaşmak gerekir. Duş alırken ıslıkla çalınabilecek şarkılardan değildir Ortaçgil'in şarkıları, emek beklerler. Otobüste giderken dinleyemezsiniz hiç dinlemediğiniz bir Ortaçgil parçasını, önce parçayla yalnız geçirmeniz gereken bir süre vardır. Onlara zaman ayırmanızı, müzik ve sözler üzerine düşünmenizi isterler. Bir sohbet halindedir sizinle Bülent Ortaçgil, dolayısıyla sizinle sohbet eden birine duyduğunuz saygıyı bekler sizden.

Erkan Oğur
Diğer yandan eğlencelidir de!.. Ortaçgil'in şarkılarında "Ben söylüyordum, siz geldiniz. Hoş geldiniz!" havası vardır. Dedim ya, sohbet halindedir sizinle; size bilmişlik taslamaz! Kendince görüşlerini söyler, sizin de konuyla ilgili görüşlerinizi söylemenizi bekler veya bir duygusunu, gördüğü, onu etkileyen bir şeyi paylaşır sizinle. Boz taşlar(dan), her biri başka siyah (...) dağlar(dan), Dalyan Deltası(ndan), kafa(sının) karışık(lığından), Nereye Sokağı(ndan) bahseder; deniz kokusu getirir yarım gün uzak(taki) Ankara(da) uslu kentliyi oynamak için; bir kuşun kanadı/sevgisi/yüreği/sesi olsa yapacaklarını anlatır, sevimli-uslu ve sesli-hırslı kedilerden dem vurur alegorik anlatımlarla, "Ne kadar güzelsiniz! Kendine özgü ve özelsiniz" diyerek bir tek sen yalanları söyler, Suna Abla(ya) sevgisini sunarken, Şık Laitfe(yi) anlatır eleştirerek; integrali(nin) alınmasını ister, (...) insanların hiç soru sormadan yıllarca durdu(ğundan) yakını; ama hiçbir zaman vazgeçmez oyuna devam etmekten, yeni kişilere benimle oynar mısın diye sormaktan... Konuları çeşitlidir: Aşk, zamparalık, doğa, kafa karışıklığı, gittikçe zorlaşan hayat mücadelesi... Ortaçgil kesin yargılara varmaz şarkılarında. Hayatı kendince nasıl algıladığını belirtir, paylaşmak istediği de budur. Bir şarkıyla dünyayı değiştirmek değildir niyeti. Yaşadığı acıları, hüzünleri, mutlulukları, kafa karışıklıklarını çıplak bir şekilde koymaz ortaya, dinleyicinin onun anlattıkları üzerinde düşünmesini ister. Ortaçgil'i diğer şarkı yazarlarından ayıran temel farklılıklardan biri de budur kanımca. Düşüncesini bir alegorinin altına gizler, tüm çıplaklığıyla ortaya koymaz. Dinleyicinin vakit ayırmasını ve anlattığı üzerine düşünmesini ister.

Ortaçgil'i diğer şarkı yazarlarından farklı kılan bir diğer unsur ise parçalarının karmaşık armonik yapısıdır. Çoğu kez üçül akorlardan oluşan, kısırdöngü ve 3-4 akordan oluşan kadanslar kullanan parça yazarlarının aksine Ortaçgil müziğin armonik yapısını zenginleştirmek için gayret sarf eder. En az 4 sesli akorlar kullanmaya, böylece armonik açıdan daha karakteristik; ama aynı zamanda çözülmesi çok daha zor olan parçalar yazmaya çalışır. Bu tercih, parçalarının amatör müzisyenler tarafından çalınabilirliliğini düşürse de Bülent Ortaçgil'i diğer şarkı yazarlarından ayıran en büyük farkılıktır. Bu armonik yapı aynı zamanda Ortaçgil şarkılarını caz yorumlara elverişli hale getirir.

Gürol Ağırbaş
Cem Aksel
Baki Duyarlar
Bu noktada Ortaçgil'in efsane konser kadrosundan da bahsetmek gerek. Bugüne kadar 10'dan fazla Ortaçgil konseri izledim ve her konserden ayrı bir tat aldım. Bunda Ortaçgil'in parçalarının derinliğinin yanı sıra çalıştığı müzisyenlerin müzikal derinliğinin ve o parçalara katkısının da rolü büyük. Kendisinin de sık sık belirttiği gibi, çok şanslı bir şarkı yazarı Bülent Ortaçgil; çünkü o şarkıları bambaşka bir hale getiren, her bir adımda katma değer oluşturan bir kadroyla çalışıyor. Bas gitar, Türkiye'nin sayılı basçılarından, Bas Şarkıları albümlerini yaparak Türkiye'deki bas gitar algısını değiştirmiş birine; Gürol Ağırbaş'a emanet Ortaçgil'in parçalarında. Davulda, Türkiye'nin en melodik davulcularından bir var: Cem Aksel. "Davul da melodik çalınır mı?" diye soruyorsanız muhakkak Aksel'i dinleyin. Hele Eski Defterler albümündeki Beni Kategorize Etme'yi dinledikten sonra ne demek istediğimi çok net anlayacaksınız. Klavyelerde ise cazseverlerin yakından tanıdığı bir isim, Baki Duyarlar var. Gitar ise -her ne kadar son zamanlarda birlikte sahne almasalar da- Erkan Oğur'un sorumluluğundadır ki izlediğim konserlerde sadece Oğur'u dinlemek için gelmiş bir sürü kişi vardı. Bu kadro sayesinde Ortaçgil konserleri öyle bir hal alır, öyle ki her konserden sonra "Keşke şunu bir kaydetseydim." diye geçirmişimdir içimden (Nitekim bir konsere elimde kamerayla gidip kaydettim.) Her bir konser ayrı bir keyiftir. Bunu Ortaçgil de bilir ve doğaçlama yapacakları parçaları çalmaya başlamadan önce "Bakalım bugün kısmetinize nasıl bir şey çıkacak?" diyerek keyifli bir belirsizliğe davet eder dinleyiciyi.

Böyle uzun uzun anlattığıma bakmayın, hanidir Bülent Ortaçgil dinlemiyordum aslında; ama aralık ayında Burcu, Ortaçgil'in "Sen" isimli son albümünü hediye edince, bu eski dostla uzun bir zaman sonra tekrar vakit geçirdim. İlk başta yaylı düzenlemeleri nedeniyle "Ben söylüyordum, siz geldiniz. Hoş geldiniz!" havasını hissedemediysem de bir-iki dinlemeden sonra bazen dingin bazen kendiyle hesaplaşan Ortaçgil'in yeni şarkılarıyla aramda bir bağ oluşmaya başladı.

Ortaçgil bana yeni yeni kapılar açan, cazla tanışmamı sağlayan ve alegorik anlatımıyla bana en yakın şarkı yazarı olması nedeniyle sanırım hep farklı bir yere sahip olacak yaşantımda. Bu kadar laftan sonra çok sevdiğim bir Ortaçgil şarkısıyla bitireyim yazıyı (Bu video için gitar: Akın Eldes)...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder